24 Ağustos 2009 Pazartesi

Yıldırım Demirören ve Vizyon

Kulp aramaya gerek yok, neresinden tutsan dökülüyor Beşiktaş zaten... Bir kez daha güzel bir akşamı berbat etmeyi başardılar... "Şampiyon takım, iki kupalı takım" diyorlar ama bu takımın bu kupaları nasıl kazandığının tılsımı aralandı ve artık kendi taraftarlarına da görünür oldu. Diğerleri çok kötüydü ve sen daha çok istedin. Hiçbiri yokken biz vardık?!!
Yıllardır söylediğim bir şey var. Yıldırım Demirören bu işi bilmiyor. Çok arzulu, çok Beşiktaşlı ama yönetmeyi bilmiyor. Doğru hamleler yapmayı bilmiyor ya da başkalarının dediği gibi "yönlendiriliyor". Önce kimlerle ilişki içinde olduğu meçhul Sinan Engin ve şimdi de karizmasının üzerinde futbolcu ile asla çalışmayacak olan Mustafa Denizli... Dünyanın parasını harcayarak aldığı adamlar ile ilgili çok yazılıp çizildi, tekrar hatırlatmaya gerek yok. Takımdaki en iyi yabancı Fabian Ernst ve pas veremiyor, düşünün artık! Matteo Ferrari iyi bir defans oyuncusu onu da kabul ediyorum. Bunun dışında kalan, senin takımını alıp iki üç level üste götürmesi beklenen adamların hepsi fos. Taraftarın sevgilileri Filip Holosko ve Rodrigo Tello dahil. Holosko ayağında top tutamıyor, Tello ise çok fazla tutuyor. Holosko'nun açığını mı kapatmak istiyor nedir?
Şimdi dönelim vizyon meselesine.
Futbol artık bir sanayi diyoruz. Eğlence endüstrisi. Hangi endüstri kolunda iyi yatırım yapmadan kazanç elde ediliyor? Var mı böyle bir örnek? Futbolda iki tür yatırımcı var.
1. Genç yetenekleri toplayıp / yetiştirip büyük paralara satarak, 2 satıp 1 alarak başarılı olanlar (Lyon ve Porto gibi).
2. Diğerlerinin yetiştirdiklerini alarak, Şampiyonlar Ligi'ni hedefleyerek, UEFA gelirleri, forma ve pazarlama gelirleri, TV gelirleri vs. ile başarılı olanlar (ManU, Barça, Real Madrid) gibi.
Beşiktaş'ın şu anki konumda ikinci madde takımlarından olma şansı yok. O zaman neden birinci maddedeki takımlardan biri olmuyorsun? Neden çok iyi bir Scout ekibi kurup, bu sene Barcelona'nın 14 milyon Euro verip transfer ettiği Keirrison'u iki sene önce 3 milyon Euro'ya sen almıyorsun? Neden Diego Santos'da oynarken Porto'ya transfer oluyor da sana olmuyor? Matias Delgado'ya 7 milyon Euro bonservis, Mert Nobre'ye 7,5 milyon Euro anlaşma ücreti vereceğine neden bu parayı bu iki çocuğa ödemiyor ve geleceğini garanti altına almıyorsun? Michel Bastos'u, Gökhan İnler'i ve hatta kapına kadar gelen Tuncay Şanlı'yı neden sen keşfetmiyorsun?
Yazık oluyor gerçekten taraftara. Kulübe 70 milyon Euro kazandırabilecek halde iken, 5 yanlış transfer ile 70 milyon borcun altına sokuyor Demirören ve yönetimi. Yazık...
Ve üstüne üstlük formalar da berbat! Ama önemli değil. Bak Galatasaray'a... Nasıl satıyor Mor formaları. Hem de 4'er, 5'er...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder